| İsim | Anlamı | Cinsiyet | 
D harfi ile başlayan 167 adet isim bulundu 
<< Önceki Sayfa |   Sonraki Sayfa >> 
                  
                    | DADAŞ | 1. Erkek kardeş. 2. Delikanlı, babayiğit. | ERKEK | 
                  
                    | DAFİ | 1. Defeden, gideren. 2. Savan, savuşturan, iten. | ERKEK | 
                  
                    | DAĞAŞAN | Dağaşan. | ERKEK | 
                  
                    | DAĞDELEN | Dağaşan. | ERKEK | 
                  
                    | DAĞHAN | Eski Türklerde dağ tanrısı. - İsim olarak kullanılmaz. | KIZ/ERKEK | 
                  
                    | DAĞLI | dağlık yerleşim yerlerinde yaşayan kimse | ERKEK | 
                  
                    | DAĞTEKİN | Dağaşan. | ERKEK | 
                  
                    | DAHHAK | Çok gülen, çok gülücü. Daha çok lakab olarak kullanılır. | ERKEK | 
                  
                    | DAHİ | Üstün zeka sahibi. | ERKEK | 
                  
                    | DAİM | Devamlı sürekli, her zaman. | ERKEK | 
                  
                    | DALAN | 1. Biçim, şekil. 2. İnce, narin, zarif. | ERKEK | 
                  
                    | DALAYER | Deniz adamı. | ERKEK | 
                  
                    | DALBAŞAR | saldır ve başarıya ulaş | ERKEK | 
                  
                    | DALCA | dal gibi, dala benzer | ERKEK | 
                  
                    | DALDAL | Kahraman, yiğit- | ERKEK | 
                  
                    | DALGA | 1. Denizin yel esince oynayıp kabarması. 2. Denizde hareketli su kütlesi. | KIZ/ERKEK | 
                  
                    | DALIM | dal gibi güzel olanım | ERKEK | 
                  
                    | DALİNCE | dal gibi ince yapılı | ERKEK | 
                  
                    | DALOKAY | Çok beğenilen. | ERKEK | 
                  
                    | DALSAR | saldır ve sar, saldır ve kuşat | ERKEK | 
                  
                    | DAMAN | 1. Etek. 2. Bir dağ silsilesinin eteğinde uzanan bölge. | ERKEK | 
                  
                    | DANA | 1. Bilen, bilici, bilgin. | ERKEK | 
                  
                    | DANİŞ | Bilgi, bilme, danışma | ERKEK | 
                  
                    | DANİYAL | Beni İsrail peygamberlerinden biri. "Tanrı benim yargıcımdır" anlamına gelir. İki tane Daniyal vardır a) Babillilere esir olmuş genç Daniyal, b) Hz. Nuh ile Hz. İbrahim arasında geçen zamanda yaşayan Daniyal. | ERKEK | 
                  
                    | DARCAN | 1. Aceleci, sıkıntılı. 2. Serçe. | ERKEK | 
                  
                    | DARDOĞAN | zamanını beklemeden doğan, sabırsız doğan | ERKEK | 
                  
                    | DAREKUTNİ | Ebu'lHasen Ali b. ÖmTanınmış muhaddislerdendir(917-995) yıllan arasında yaşamış 80 yaşında Bağdat'ta vefat etmiştir. Hadis sahasında kıymetli eserleri vardır. | ERKEK | 
                  
                    | DARGA | Başkan, lider. | ERKEK | 
                  
                    | DARİMİ | Ebû Muhammed b. Abdurrahman. Hadis bilgini. Müslim ve Ebû İsa hadislerini Darimi'den aldıklarını söylerlEn meşhur eseri Camiu'sSahih'dir. | ERKEK | 
|  | 
                  
                    | DAVUD | Kendisine kitap olarak Zebur'un gönderildiği büyük peygamberlerden biri. Kur'anı Kerim'de 16 yerde ismi geçTürk dil kuralına göre "d/t" olarak kullanılır. | ERKEK | 
                  
                    | DAVUT | Davut peygamberin adı | ERKEK | 
                  
                    | DAYANÇ | katlanma gücü, dayanma gücü, dayanış | ERKEK | 
                  
                    | DEDE | 1. Ana ve babanın babası. 2. Ced, ata. 3. Çok yaşlı kimse. 4. Mevlevilikte çile doldurmuş, dervişlik gayesine erişmiş ve dergahta hücre sahibi olmuş kimse. 5. Bektaşilerde şeyh, baba. - Örfte isim olarak kullanılırken, daha çok lakap olarak kullan | ERKEK | 
                  
                    | DEĞER | 1. Bir şeyin tam karşılığı, kıymet, baha. 2. Layık. 3. Bir şeyin sahip olduğu yüksek vasıf. 4. Ehliyet, kabiliyet. 5. Kadir, itibar. | KIZ/ERKEK | 
                  
                    | DEHA | İnsan zekasının ulaştığı en yüksek nokta | ERKEK | 
                  
                    | DEHNA | Kızıl. Kumun rengi dolayısıyla Arabistan'da ıssız iller adıyla anılan bir çölün adı. | ERKEK/KIZ | 
                  
                    | DELAL | İnsana hoş, sevimli görünen hal, naz, işve. | ERKEK/KIZ | 
                  
                    | DEMİR | Dayanıklı ve kullanış sahası geniş, mavimsi esmer renkli bir maden. | ERKEK | 
                  
                    | DEMİRAĞ | Demirden ağ. | ERKEK | 
                  
                    | DEMİRALP | Demir gibi sağlam ve yiğit. | ERKEK | 
                  
                    | DEMİRAY | Demir gibi. | ERKEK | 
                  
                    | DEMİRBİLEK | sağlam bilekli, güçlü kimse | ERKEK | 
                  
                    | DEMİRBÜKEN | demiri bükebilecek denli yiğit kimse | ERKEK | 
                  
                    | DEMİRCAN | Özü demir gibi sağlam | ERKEK | 
                  
                    | DEMİRDELEN | demiri delebilecek güçte olan | ERKEK | 
                  
                    | DEMİREL | Demir gibi güçlü eli olan. | ERKEK | 
                  
                    | DEMİRER | Demir gibi güçlü kimse. | ERKEK | 
                  
                    | DEMİRGÜÇ | sağlam ve güçlü kimse | ERKEK | 
                  
                    | DEMİRHAN | Güçlü hükümdar. | ERKEK | 
                  
                    | DEMİRKAN | Güçlü soydan gelen. | ERKEK | 
                  
                    | DEMİRKAYA | demir ve kaya gibi sağlam kimse | ERKEK | 
                  
                    | DEMİRKIRAN | güçlü kimse, babayiğit | ERKEK | 
                  
                    | DEMİRMAN | Demir gibi güçlü sağlam kimse. | ERKEK | 
                  
                    | DEMİROK | sağlam ok, demirden yapılmış ok | ERKEK | 
                  
                    | DEMİROL | demir gibi güçlü ol | ERKEK | 
                  
                    | DEMİRÖZ | Özü demir gibi güçlü olan. | ERKEK | 
                  
                    | DEMİRŞAH | Güçlü hükümdar. | ERKEK | 
                  
                    | DEMİRTAŞ | demir ve taş gibi kimse, güçlü kimse, demir gülle | ERKEK | 
                  
                    | DEMİRTEKİN | Güçlü hükümdar. | ERKEK | 
|  | 
                  
                    | DEMİRTİKEN | demir gibi sağlam biricik olan, demir şehzade | ERKEK | 
                  
                    | DEMİRTUĞ | demirden yapılmış sorguç | ERKEK | 
                  
                    | DEMİRTÜRK | demir gibi Türk | ERKEK | 
                  
                    | DEMİRYÜREK | yürekli, yiğit, korkusuz, güçlü kimse | ERKEK | 
                  
                    | DEMREN | Okun ucuna geçirilen demir ya da kemik parçası. | ERKEK | 
                  
                    | DENGİZ | 1. Büyük su kütlesi. 2. Büyük su kütlesindeki dalgalanma. | ERKEK | 
                  
                    | DENGİZER | Denizci. | ERKEK | 
                  
                    | DENİZ | 1. Büyük su kütlesi. 2. Büyük su kütlesindeki dalgalanma. | KIZ/ERKEK | 
                  
                    | DENİZALP | Yiğit denizci. | ERKEK | 
                  
                    | DENİZCAN | Yiğit denizci. | ERKEK | 
                  
                    | DENİZER | Deniz adamı, denizci. | ERKEK | 
                  
                    | DENİZHAN | 1. Denizlerin hakimi, yöneticisi. 2. Eski Türklerde Deniz tanrısı. - İsim olarak kullanılmaz. | ERKEK | 
                  
                    | DENKTAŞ | Akran, aynı yaşta | ERKEK | 
                  
                    | DERBEND | Kapılar kapısı. | ERKEK | 
                  
                    | DEREM | Para, akçe. | ERKEK/KIZ | 
                  
                    | DEREN | Derleyen, toplayan, ekini biçip toplayan. | KIZ/ERKEK | 
                  
                    | DERİM | Çadır. | KIZ/ERKEK | 
                  
                    | DERİN | İçeriği geniş olan, yürekten gelen | KIZ/ERKEK | 
                  
                    | DERKAVA | Afrika'nın kuzeybatısında, FasCezayir'i içine alan müslüman tarikatların genel adı. | ERKEK | 
                  
                    | DERKAVİ | Derkava'ya mensup. | ERKEK | 
                  
                    | DERMAN | Güç | ERKEK | 
                  
                    | DERSU | Hepsi, kamilen, baştan başa hep. | KIZ/ERKEK | 
                  
                    | DERVİŞ | Tarikata girmiş - Hoşgörülü, alçakgönüllü | ERKEK | 
                  
                    | DERYA | büyük deniz, engin bilgili, çok, | KIZ/ERKEK | 
                  
                    | DERYAB | Akıllı, anlayışlı. | ERKEK/KIZ | 
                  
                    | DESTAN | Tarih öncesi Tanrı ve kahramanlarıyla ilgili olağanüstü olayları konu alan manzume, Efsane | KIZ/ERKEK | 
                  
                    | DEVA | İlaç. Çare, tedbir. | ERKEK/KIZ | 
                  
                    | DEVAN | 1. Koşan, seğirten, hızlı yürüyen. 2. Koşmak. Süratle, hızla gitmek. | ERKEK | 
                  
                    | DEVLEDDİN | Dinin mutluluğu, uğuru, büyüklüğü. Türk dil kuralı açısından "d/t" olarak kullanılır. | ERKEK | 
                  
                    | DEVLET | Bütün Ulus | KIZ/ERKEK | 
|  | 
                  
                    | DEVLETŞAH | XV. yy. yetişen en tanınmış İran edebiyatçısı. | ERKEK | 
                  
                    | DEVLETTİN | Dinin mutluluğu, uğuru, büyüklüğü. | ERKEK | 
                  
                    | DEVRAN | Zaman; devir | KIZ/ERKEK | 
                  
                    | DEVRİM | 1. Hareket halinde bir şeyin bir eğri çizerek dönmesi, devretmesi. 2. Köklü değişiklik, inkılap. 3. Eski olduğu fark edileni yıkıp yerine yeni olduğu farz edileni koymak. 4. İhtilal. | KIZ/ERKEK | 
                  
                    | DİCLEHAN | Dicle'nin hükümdarı. | ERKEK | 
                  
                    | DİHYE | Dihye b. Halife. Kelbi kavmine ait, Hz. Rasûlullah(s.a.s)'ın ticaret ortağı. Hoş tavırlı, kibar, zengin bir tacir. Cebrail(a.s.)'in bazen DihyetülKelbi suretinde vahiy getirdiği rivayet olunur. | ERKEK | 
                  
                    | DİKÇAM | Çam gibi uzun. Metanetli. | ERKEK | 
                  
                    | DİKMEN | 1. Koni biçiminde sivri tepe. 2. Dağların en yüksek yeri. 3. Yayla. | ERKEK | 
                  
                    | DİLAVER | Yiğit / Yürekli | ERKEK | 
                  
                    | DİLAZAD | Gönlü bir şeyle ilgili olmayan, gönlü rahat. Özgür. | ERKEK | 
                  
                    | DİLERCAN | Dilekte, istekte bulunan. | ERKEK |