| İsim |
Anlamı |
Cinsiyet |
T harfi ile başlayan 491 adet isim bulundu
<< Önceki Sayfa | Sonraki Sayfa >>
| TABERİ |
Büyük İslâm tarihçilerinden biri. |
ERKEK |
| TACAL |
Üstün ol, baş ol. |
ERKEK |
| TACAVER |
Padişah, hükümdar. |
ERKEK |
| TACEDDİN |
Dinin tacı. Türk dil kuralına göre "d/t" olarak kullanılır. |
ERKEK |
| TACETTİN |
Taca ait |
ERKEK |
| TACİ |
Taç ile ilgili |
ERKEK |
| TACİK |
İran ve Türkistan'da yaşayan İran asıllı, Farsça konuşan halktan olan kimse. |
ERKEK |
| TACİM |
Noktalama, noktalatma. |
ERKEK |
| TACİR |
Ticareti meslek edinmiş olan. |
ERKEK |
| TACt |
Taçla ilgili. |
ERKEK |
| TAÇKIN |
Gurur. |
ERKEK |
| TAFDİL |
Birini diğerinden üstün tutma. |
ERKEK/KIZ |
| TAFLAN |
Gülgillerden kışın yaprağını dökmeyen bir bitki. |
KIZ/ERKEK |
| TAFRA |
1. Yukarıya sıçrama, atlama. 2. Yukarıdan atıp tutma, gururlu davranış. 3. İlmiyyede rütbe, derece alma. |
ERKEK |
| TAFTE |
1. Bükülmüş, katlanmış. 2. Yanmış, yanık. 3. Aydınlık, parlak. 4. Üzgün, ciğeri yanmış, aşık. |
ERKEK/KIZ |
| TAFTİN |
Akıl erdirme, anlama, tefhim. |
ERKEK |
| TAĞALAP |
Dağ alp. Dağ gibi güçlü, gösterişli, heybetli yiğit. |
ERKEK |
| TAĞALP |
dağ gibi yiğit |
ERKEK |
| TAĞAR |
Kapı, çanak, çömlek. |
ERKEK |
| TAĞMAN |
Dağ gibi iriyarı, gösterişli. |
ERKEK |
| TAHA |
Yüksek bulut; Yaymak, düzgün serip döşemek; Peygamberimizin adlarındandır. |
ERKEK |
| TAHAN |
Güçlü, mert, yiğit, başarılı, korkusuz |
ERKEK |
| TAHİR |
Pak, temiz |
ERKEK |
| TAHRİM |
1. Haram kılma, kılınma. 2. Kur'ânı Kerim'in 66. sûresi. |
ERKEK |
| TAHSİN |
Beğenip, alkışlanan, kale gibi sağlam |
ERKEK |
| TAHUR |
Pek temiz, temizleyici. |
ERKEK |
| TAHZİR |
Yeşil renk verme. |
ERKEK |
| TAİB |
Tevbe eden. Günahlarından dolayı pişmanlık duyup Allah'tan af dileyen, müslüman. Türk dil kuralına göre "b/p" olarak kullanılır. |
ERKEK |
| TAİF |
Tavaf eden. Dönen, dolaşan. |
ERKEK |
|
|
| TAİL |
Fayda, yarar. |
ERKEK |
| TAİR |
Uçan, uçucu. |
ERKEK |
| TAKAT |
Güç, kuvvet. |
ERKEK |
| TAKDİR |
1. Beğenme, değer verme. 2. Allah'ın isteği, Allah'ın yazdığı. İnsan için tesbit edilen hayat çizgisi. |
ERKEK |
| TAKİ |
Günahtan kaçınan, dinine bağlı |
ERKEK |
| TAKİYYUDDİN |
Dinde muttaki, Allah'tan hakkıyla korkan kişi. |
ERKEK |
| TAKRİN |
Beraber bulundurma, yaklaştırma. |
ERKEK |
| TAKSİR |
Hasret bırakma, bırakılma. Hasret etme, edilme. |
ERKEK |
| TAKVA |
Allah korkusuyla dinin yasak ettiği şeylerden çekinme. |
ERKEK/KIZ |
| TALAC |
1. Ses, seda, çığlık. 2. Meşale. 3. Kavga. |
ERKEK |
| TALAS |
yelin kaldırdığı toz; kasırga, fırtına |
ERKEK |
| TALAŞ |
1. Yelin kaldırdığı toz. Fırtına, kasırga. 2. Can sıkıntısı. 3. Köşe. 4. Oğuzların 24 boyundan biri. |
ERKEK |
| TALAT |
Yüz, surat, çehre |
ERKEK |
| TALAY |
1. Deniz, büyük nehir, taloy. 2. Çok fazla. |
ERKEK |
| TALAYER |
Deniz eri, denizci. |
ERKEK |
| TALAYHAN |
Denizlerin hakanı, hükümdarı. |
ERKEK |
| TALAYKAN |
Denizci kanı taşıyan. |
ERKEK |
| TALAYKUT |
Kutsal deniz. |
ERKEK |
| TALAYMAN |
Deniz adamı, denizci. |
ERKEK |
| TALAZ |
Kasırga, fırtına. |
ERKEK |
| TALHA |
Güzellik |
ERKEK |
| TALİB |
1. Talep eden arayan, isteyen; istekli. 2. Alıcı müşteri.3. Medrese talebesi, talebe. Türk dil kuralına göre "b/p" olarak kullanılır. |
ERKEK |
| TALİH |
Şans, talih, kader. |
ERKEK |
| TALİK |
1. Güleryüzlü. 2. Düzgün söz söyleyen. |
ERKEK |
| TALİP |
Arayan, isteyen - Alıcı müşteri |
ERKEK |
| TALU |
1. Seçkin, seçilmiş, güzel. 2. İki kürek kemiği arası. |
KIZ/ERKEK |
| TALUT |
Bakara suresinde İsrailoğullan hükümdarlığına Allah tarafından tayin edilen ve az bir askerle Calut'un ordularını yok eden komutan. |
ERKEK |
| TALUY |
Deniz, okyanus, talay. |
ERKEK |
| TAMAR |
bkz. Damar |
ERKEK |
| TAMAY |
Dolunay, ayın ondördü. |
KIZ/ERKEK |
|
|
| TAMER |
Nitelikli, saygın kişi. |
ERKEK |
| TAMERK |
Güçlü, kuvvetli kimse. |
ERKEK |
| TAMERKİN |
(bkz. Tamerk). |
ERKEK |
| TAMKAN |
soylu kimse |
ERKEK |
| TAMKOÇ |
Koç gibi güçlü. |
ERKEK |
| TAMKUT |
Çok mutlu, talihli kimse. |
ERKEK |
| TAMTÜRK |
tümüyle Türk, her şeyiyle Türk |
ERKEK |
| TAN |
1. Güneş doğmadan önceki alacakaranlık, şafak vakti. 2. Sabah, akşam esen serin esinti. |
KIZ/ERKEK |
| TANAÇAN |
Sabah alacakaranlık. |
ERKEK |
| TANAÇAR |
şafak vaktinde açar |
ERKEK |
| TANAĞAR |
şafak vaktinin kızıllığı, şafak ağırtısı |
ERKEK |
| TANAK |
Garip, tuhaf, şaşırtıcı. |
ERKEK |
| TANAL |
Tan kızıl, kızıl tan anlamında |
ERKEK |
| TANALP |
Aydın, bilge yiğit. |
ERKEK |
| TANALTAN |
Tan - altan. |
ERKEK |
| TANALTAY |
Tan - altay. |
ERKEK |
| TANAY |
Şafak ve ay. |
KIZ/ERKEK |
| TANAYDIN |
Aydınlık şafak. |
ERKEK |
| TANBAY |
Tan - bay. |
ERKEK |
| TANBEK |
Aydın bey. |
ERKEK |
| TANBERK |
1. Şafak çizgisi. 2. Parlayan şimşek.. |
ERKEK |
| TANBEY |
Şafak gibi aydınlık kimse. |
ERKEK |
| TANBOLAT |
Tan renginde çelik. |
ERKEK |
| TANCAN |
Önü aydınlık kimse. |
ERKEK |
| TANDAN |
Tan vaktinde doğan. |
KIZ/ERKEK |
| TANDOĞAN |
Ağaran şafak. |
ERKEK |
| TANDOĞDU |
Tan vakti doğan kimseye verilen isim. |
ERKEK |
| TANDORUK |
Dorukların ilk ışıklarla aydınlanması. |
ERKEK |
| TANEL |
şafak gibi güzel elli |
ERKEK |
| TANER |
(bkz. Tan). |
ERKEK |
|
| TANERCAN |
Şafak gibi güzel ve can yiğit |
ERKEK |
| TANERK |
şafak gücü; güçlü şafak |
ERKEK |
| TANFER |
Tan vaktinin yan aydınlığı. |
ERKEK |
| TANGÖR |
şafağın doğuşunu gör |
ERKEK |
| TANGÜÇ |
şafak gücü |
ERKEK |
| TANGÜN |
Şafakla başlayan aydınlık gün. |
ERKEK |
| TANIL |
Bilin, ün yap, isim yap |
ERKEK |
| TANIN |
Herkesçe adın duyulsun, ünlen. |
ERKEK |
| TANIR |
Anımsar, bilir. Bilip ayıran, seçen. |
ERKEK |
| TANIRCAN |
Cana yakın. Çabuk tanışıp yaklaşan. |
ERKEK |
| TANIRER |
(bkz. Tanır-can). |
ERKEK |