| İsim |
Anlamı |
Cinsiyet |
I harfi ile başlayan 29 adet isim bulundu << Önceki Sayfa | Sonraki Sayfa >>
| IDIK |
Kutsal, mübarek. |
ERKEK |
| IDIKUT |
1. Eski Türklerde bir şan. 2. Devlet yönetme gücü. |
ERKEK |
| ILDIR |
1. Parıltı, parlayış. 2. Alacakaranlık. |
ERKEK |
| ILDIZ |
1. Yıldız. 2. Gündönümünden 10 gün önceki zaman. |
KIZ/ERKEK |
| ILGAR |
1. Çok çabuk, hızlı. 2. Hücum, akın. 3. Verilen söz. 4. Havanın parlak, açık olması. 5. Öfke. |
ERKEK |
| ILGAT |
Esinli ve akış için kullanılan, yavaş yavaş anlamında |
ERKEK |
| ILGAZ |
1. Atın dört nalla koşması. 2. Hücum, akın. 3. Çankırı ilinin ilçe merkezi. 4. Batı Karadeniz bölgesinin en yüksek dağ kitlesi. |
KIZ/ERKEK |
| ILGAZER |
1. Çok çabuk, hızlı. 2. Hücum, akın. 3. Verilen söz. 4. Havanın parlak, açık olması. 5. Öfke. |
ERKEK |
| ILGI |
1. Soy sop. 2. Sürü. 3. Çoban. 4. Hısım, akraba. |
ERKEK |
| ILGIT |
(esinti ve akış için kullanılan ve "yavaş yavaş" anlamına gelen "Ilgıt ılgıt" ikileme ve belirtecinden esinti, akış |
ERKEK |
| ILICAN |
Ilıkça, biraz ılık. |
ERKEK |
| IMAK |
akarsuların en büyüğü |
ERKEK |
| IRA |
Öz yapı, karakter, kişilik. |
ERKEK |
| IRIZ |
Cesur, yiğit. |
ERKEK |
| IRMAK |
Çoğunlukla denize dökülen, genişliği ve taşıdığı su niceliği bakımından en büyük akarsu, nehir. |
KIZ/ERKEK |
| IŞIK |
1. Bazı cisimler tarafından tabii halde ve akkor haline gelinceye kadar ısıtıldığında yayılan, cisimleri görmemizi sağlayan ışıma, aydınlık, ziya, nur 2. Aydınlatma cihazı, mum, lamba, ampul, fen3. Işık tutma, bir konuda a |
KIZ/ERKEK |
| IŞIKALP |
1. Bazı cisimler tarafından tabii halde ve akkor haline gelinceye kadar ısıtıldığında yayılan, cisimleri görmemizi sağlayan ışıma, aydınlık, ziya, nur 2. Aydınlatma cihazı, mum, lamba, ampul, fen3. Işık tutma, bir konuda a |
ERKEK |
| IŞIKAY |
1. Bazı cisimler tarafından tabii halde ve akkor haline gelinceye kadar ısıtıldığında yayılan, cisimleri görmemizi sağlayan ışıma, aydınlık, ziya, nur 2. Aydınlatma cihazı, mum, lamba, ampul, fen3. Işık tutma, bir konuda a |
KIZ/ERKEK |
| IŞIKER |
1. Bazı cisimler tarafından tabii halde ve akkor haline gelinceye kadar ısıtıldığında yayılan, cisimleri görmemizi sağlayan ışıma, aydınlık, ziya, nur 2. Aydınlatma cihazı, mum, lamba, ampul, fen3. Işık tutma, bir konuda a |
ERKEK |
| IŞIKHAN |
1. Bazı cisimler tarafından tabii halde ve akkor haline gelinceye kadar ısıtıldığında yayılan, cisimleri görmemizi sağlayan ışıma, aydınlık, ziya, nur 2. Aydınlatma cihazı, mum, lamba, ampul, fen3. Işık tutma, bir konuda a |
ERKEK |
| IŞILTAN |
şafak ışığı |
ERKEK |
| IŞILTI |
titrek ışık, pırıltı, parıltı |
ERKEK |
| IŞIMAN |
Parlak, aydınlık yüzlü kimse. |
ERKEK |
| IŞINBAY |
Bir ışık kaynağından çıkarak her yöne yayılıp giden ışık demeti. |
ERKEK |
| IŞINER |
Işık saçan yiğit. |
ERKEK |
| IŞINSU |
Bir ışık kaynağından çıkarak her yöne yayılıp giden ışık demeti. |
ERKEK |
| IŞIT |
(ışımak"tan buyruk) ışık ver, aydınlat |
ERKEK |
| IŞITAN |
aydınlatan, ışık veren |
ERKEK |
| ITRİ |
Korkuya ait |
ERKEK |
<< Önceki Sayfa | Sonraki Sayfa >>
|