| İsim | Anlamı | Cinsiyet | 
S harfi ile başlayan 752 adet isim bulundu 
<< Önceki Sayfa |   Sonraki Sayfa >> 
                  
                    | SAAD | Mutluluk, kuüuluk. | ERKEK | 
                  
                    | SAADEDDİN | Dinin uğurlu ve kutlu kişisi. Türk dil kuralı açısından "d/t" olarak kullanılır. | ERKEK | 
                  
                    | SAADET | Mutluluk, kutluluk, bahtiyarlık. | KIZ | 
                  
                    | SAADETTİN | Dinin uğurlu, kutlu kişisi | ERKEK | 
                  
                    | SABA | Gündoğusundan esen hafif ve tatlı rüzgar. Türk müziğinde bir makam | KIZ | 
                  
                    | SABAH | Gündüzün ilk saatleri, günün başlangıcı. | KIZ | 
                  
                    | SABAHADDİN | Dinin güzelliği. Türk dil kuralı açısından "dA" olarak kullanılır. | ERKEK | 
                  
                    | SABAHAT | Güzellik, letafet. | KIZ | 
                  
                    | SABAHATTİN | Güzellik | ERKEK | 
                  
                    | SABAHNUR | Sabah ışığı, aydınlığı. | KIZ | 
                  
                    | SABBAR | 1. Çok sabırlı. 2. Atlas çiçeği. | ERKEK/KIZ | 
                  
                    | SABİ | • Yedinci. | ERKEK | 
                  
                    | SABİA | (bkz. Sabi). | KIZ | 
                  
                    | SABİH | Güzel, şirin. | ERKEK | 
                  
                    | SABİHA | Güzel, latif, şirin. | KIZ | 
                  
                    | SABİHAT | 1. Gemiler. 2. Yıldızlar. 3 İmanlıların ruhları. | KIZ | 
                  
                    | SABİR | Sabreden, katlanan | ERKEK | 
                  
                    | SABİRE | (bkz. Sabır). | KIZ | 
                  
                    | SABİT | 1. Değişmeyen, kımıldamayan. 2. Kanıtlanmış, anlaşılmış. 3. Matematik formülünde değeri değişmeyen miktar. | ERKEK | 
                  
                    | SABİTE | Hareket etmeyen yıldız, gezegen olmayan yıldız, Değişmeyen, kımıldamayan. | KIZ | 
                  
                    | SABİYE | Küçük kız çocuğu, küçük kız. | KIZ | 
                  
                    | SABRİ | Sabra ilişkin, sabırlı kişi, sabreden | ERKEK | 
                  
                    | SABRİYE | Sabırlı, dayanıklı | KIZ | 
                  
                    | SABUTAY | Cengizhan'ın en yakın arkadaşı | ERKEK | 
                  
                    | SACİD | Secde eden, alnını yere koyan. | ERKEK | 
                  
                    | SACİDE | Secdeye varan, yere yüz süren | KIZ | 
                  
                    | SACİT | Secde eden | ERKEK | 
                  
                    | SAÇI | Düğün armağanı. Gelinin başına saçılan şeker, arpa, para gibi şeyler. | KIZ | 
                  
                    | SAD | Kuüu, uğurlu. İyilik, kuvvetlilik. Ashab isimlerinden, Sa'd b. Ebî Vakkas. Aşerei Mübeşsere(Cennetle müjdelenmiş olanlar) dandır. | ERKEK | 
|  | 
                  
                    | SADA | Ses | KIZ/ERKEK | 
                  
                    | SADAK | 1. Ok koymaya yarayan meşin torba. 2. Sabah yeli. | ERKEK | 
                  
                    | SADAKAT | Dostluk, içten bağlılık, doğruluk, vefalılık. | ERKEK/KIZ | 
                  
                    | SADBERK | 1. Yüz yapraklı, katmerli. 2. Katmerli bir gül türü. | KIZ | 
                  
                    | SADEDDİN | (bkz. Saadeddin). | ERKEK | 
                  
                    | SADEDİL | 1. Temiz yürekli. 2. Saf, bön. | KIZ | 
                  
                    | SADEGÜL | Bir gül kadar sade, temiz ve güzel. | KIZ | 
                  
                    | SADERU | Genç delikanlı. | ERKEK | 
                  
                    | SADETTİN | Kutluluk, saadete erme, mübarek olma | ERKEK | 
                  
                    | SADEYN | 1. "İki uğurlular". 2. Venüs(Zühre) ile Jüpiter(Müşteri) gezegenleri. | ERKEK/KIZ | 
                  
                    | SADIK | Doğru, gerçek; Dostluluğu ve bağlılığı içten olan | ERKEK | 
                  
                    | SADIKA | Doğru, gerçek; Dostluluğu ve bağlılığı içten olan | KIZ | 
                  
                    | SADIR | Hayrette kalan, şaşıran. | ERKEK | 
                  
                    | SADIRAY | (bkz. Sadır). | ERKEK | 
                  
                    | SADİ | Mutlulukla ilgili | ERKEK | 
                  
                    | SADİS | Altıncı. | ERKEK | 
                  
                    | SADİYE | Mutlulukla ilgili | KIZ | 
                  
                    | SADREDDlN | Dinin önderi, başı, ileri kişisi. | ERKEK | 
                  
                    | SADRI | 1. Göğüsle ilgili, göğse ait. 2. Anneye nisbetle çocuk. | ERKEK | 
                  
                    | SADRİ | Yürekle, göğüsle ilgili | ERKEK | 
                  
                    | SADRİYE | Göğüsle ilgili | KIZ | 
                  
                    | SADRlYE | (bkz. Sadri). | KIZ | 
                  
                    | SADULLAH | Allah'ın talihli kıldığı | ERKEK | 
                  
                    | SADUN | Yıldız bilimine göre, uğurlu olan | ERKEK | 
                  
                    | SAFA | Saflık berraklık, gönül rahatlığı | ERKEK | 
                  
                    | SAFAKGUN | Şafak renkli, kızıl. | ERKEK | 
                  
                    | SAFBESTE | Saf bağlanmış, sıra sıra dizilmiş. | ERKEK | 
                  
                    | SAFDER | Düşman saflarını yaran, yiğit. | ERKEK | 
                  
                    | SAFER | 1. Hicri takvimde ikinci ay, sef2. Temiz yürekli, dürüst kimse. | ERKEK | 
                  
                    | SAFEVİ | Safı adındaki kimsenin soyundan olan, Fars hükümdarı Şah İsmail'in soyu. | ERKEK | 
|  | 
                  
                    | SAFFET | Saflık, temizlik | ERKEK | 
                  
                    | SAFİ | Katıksız, ayırt edilmiş | ERKEK | 
                  
                    | SAFİGÜL | Gül gibi, katıksız, saf, duru, temiz. | KIZ | 
                  
                    | SAFİH | 1. Gökyüzü. 2. Yassı ve düz halde bulunan şey. | ERKEK | 
                  
                    | SAFİHA | Yassı düz ve geniş yüz, levha. Levha halinde bulunan maden, saç. | KIZ | 
                  
                    | SAFİNAZ | Çok nazlı, çok naz eden. | KIZ | 
                  
                    | SAFİNUR | Çok nurlu, çok aydınlık, temiz kimse. | KIZ | 
                  
                    | SAFİR | Mavi renkli, değerli bir süs taşı, göktaşı. | ERKEK/KIZ | 
                  
                    | SAFİRE | 1. İnce güzel ses. 2. Islık. | KIZ | 
                  
                    | SAFİYE | Katıksız, katışıksız saf | KIZ | 
                  
                    | SAFİYET | Saflık, temizlik, masumluk. | KIZ | 
                  
                    | SAFİYULLAH | 1. Temiz yürekli. 2. Hz. Âdem'in lakabı. | ERKEK | 
                  
                    | SAFİYÜDDİN | Dini temiz, dini pak. | ERKEK | 
                  
                    | SAFVET | Saflık, temizlik, paklık, anlık, halislik. | ERKEK | 
                  
                    | SAFVETULLAH | Hz. Muhammed(s.a.s)'in isimlerinden. | ERKEK | 
                  
                    | SAFZEN | (bkz. Safder). | ERKEK | 
                  
                    | SAĞAN | Hızlı uçan, uzun dar kanatlı küçük kuş. | ERKEK | 
                  
                    | SAĞANALP | Hızlı uçan, uzun dar kanatlı küçük kuş. | ERKEK | 
                  
                    | SAĞAY | Yenisey Türklerine bağlı bir Türk boyunun adı | ERKEK | 
                  
                    | SAĞBİLGE | Hekim, doktor. | ERKEK | 
                  
                    | SAĞCAN | Sağlıklı kimse. | ERKEK | 
                  
                    | SAĞHAN | Iyi kağan Sağın saygıdeğer, kutsal kimse; hekim, doktor; Kazak hakanlarının Ünlülerinden biri | ERKEK | 
                  
                    | SAĞINÇ | Emel, istek, amaç, düşünce. | ERKEK | 
                  
                    | SAĞIT | Silah. | ERKEK | 
                  
                    | SAĞLAM | 1. Hasta veya sakat olmayan. Kolayca hasara uğramayan, bozulmayan, dayanıklı. 2. Doğru, gerçek, sahih. 3. Güvenilir, emin. 4. Mutlaka, muhakkak, herhalde. | ERKEK | 
                  
                    | SAĞLAMER | 1. Hasta veya sakat olmayan. Kolayca hasara uğramayan, bozulmayan, dayanıklı. 2. Doğru, gerçek, sahih. 3. Güvenilir, emin. 4. Mutlaka, muhakkak, herhalde. | ERKEK | 
                  
                    | SAĞMAN | Sağlıklı kimse. Eksiksiz, kusursuz, güvenilir kimse. | ERKEK | 
                  
                    | SAĞNAK | Hızlı yağan yağmur | KIZ | 
                  
                    | SAĞUN | Saygın, kutsal. | ERKEK | 
                  
                    | SAHABE | 1. Sahipler, sahip çıkanlar, tutanlar. 2. Asrı saadet döneminde yaşamış ve Hz. Muhammedi görmüş mü'min kimse. | ERKEK | 
|  | 
                  
                    | SAHABET | Sahip çıkma. Koruma, arka olma, yardım etme. | KIZ | 
                  
                    | SAHAN | 1. Şahlar. 2. Oldukça büyük boylu, yırtıcı bir kuş. | ERKEK | 
                  
                    | SAHAVET | El açıklığı, cömertlik. | ERKEK | 
                  
                    | SAHBA | 1. Al, kızıl. 2. Şarap, kırmızı şarap. | KIZ | 
                  
                    | SAHİ | Şah'a hükümdara mensup, şah ile ilgili. Şahlık hükümdarlık. | ERKEK | 
                  
                    | SAHİBA | Bir şeyi elde etmiş olan | KIZ | 
                  
                    | SAHİBE | 1. Sahip. Koruyan, gözeten. 2. Bir iş yapmış olan. 3. Herhangi bir niteliği olan. | KIZ | 
                  
                    | SAHİBKIRAN | 1. Her zaman basan, üstünlük kazanan hükümdar. 2. Ünlü bir çeşit lale. . | ERKEK | 
                  
                    | SAHİL | Deniz, nehir, göl kıyısı. | KIZ | 
                  
                    | SAHİR | Gece uyumayan, uykusuz. | ERKEK | 
                  
                    | SAHİRE | 1. Geceleri uyumayan, uykusuz. 2. Büyücü, büyüleyici güzel. | KIZ |