| İsim |
Anlamı |
Cinsiyet |
V harfi ile başlayan 170 adet isim bulundu << Önceki Sayfa | Sonraki Sayfa >>
| VABİLE |
(bkz. Vabil) |
KIZ |
| VABlL |
İri damlalı yağmur. |
ERKEK |
| VACİB |
1. Dini(şer'i) bakımdan terkedilmesi doğru ve uygun olmayan, kesinlik bakımından farzdan sonra gelen. 2. Çok lüzumlu, bırakılması mümkün olmayan zaruri. Türk dil kuralına göre "b/p" olarak kullanılır. |
ERKEK |
| VACİBE |
Yapılması gerekli olan. |
KIZ |
| VACİD |
Yaratan, meydana çıkaran. Türk dil kuralına göre "d/t" olarak kullanılır. |
ERKEK |
| VACİDE |
1. Meydana getirici, yaratıcı. 2. Varlıklı, zengin. |
KIZ |
| VACİP |
1. Dini(şer'i) bakımdan terkedilmesi doğru ve uygun olmayan, kesinlik bakımından farzdan sonra gelen. 2. Çok lüzumlu, bırakılması mümkün olmayan zaruri. Türk dil kuralına göre "b/p" olarak kullanılır. |
ERKEK |
| VACİT |
Yaratan, meydana çıkaran. |
ERKEK |
| VAFE |
1. Nasip, kısmet. 2. |
ERKEK/KIZ |
| VAFİ |
Yeter, tam. Sözünde duran, sözünün eri. |
ERKEK |
| VAFİD |
Elçi, temsilci, rasul. |
ERKEK |
| VAFİR |
Çok, bol. |
ERKEK |
| VAFİRE |
Çok, bol. |
KIZ |
| VAFİT |
Elçi, temsilci |
ERKEK |
| VAFİYE |
Yeter, tam. Sözünde duran, sözünün eri. |
KIZ |
| VAHA |
Çöl ortasında sulak ve yeşil yer. |
ERKEK |
| VAHAB |
Bağışlayan, ihsan eden. Türk dil kuralına göre "b/p" olarak kullanılır. "Abd" takısı alarak kullanılırsa daha iyi olur Abdülvahab. |
ERKEK |
| VAHAP |
Çok bağışlayan, bol ihsan edici |
ERKEK |
| VAHAT |
Çöl ortasında suyu ve yeşilliği olan yerlVahalar. |
ERKEK |
| VAHDEDDİN |
Dinin tekliği, birliği. Türk dil kuralına göre "d/t" olarak kullanılır. |
ERKEK |
| VAHDET |
Bir ve tek olma |
ERKEK |
| VAHDETTİN |
Dinin tekliği, birliği. |
ERKEK |
| VAHDİ |
Bir ve tek olmayla ilgili |
ERKEK |
| VAHİB |
Bağışlayan, bağışlayıcı. Türk dil kuralına göre "b/p" olarak kullanılır. |
ERKEK |
| VAHİBE |
Hibe eden, bağışlayan. |
KIZ |
| VAHİD |
Bir, tek, yalnız. Allah'ın sıfatlanndandır. Türk dil kuralına göre "d/t" olarak kullanılır. |
ERKEK |
| VAHİDDİN |
Tek din, dinin tekliği. |
ERKEK |
| VAHİDE |
Tek, bir |
KIZ |
| VAHİT |
Tek, yalnız |
ERKEK |
|
|
| VAİD |
Birini iyiliğe sevk ve kötülükten uzaklaştırmak için korkutma, yıldırma. |
ERKEK |
| VAİL |
Sığınan, kurtulan. Sahabe adlanndandır. Vail b. Hucr. |
ERKEK |
| VAİZ |
Dinsel öğütlerde bulunan kimse. |
ERKEK |
| VAİZE |
Dinsel öğütlerde bulunan kimse. |
KIZ |
| VAKAR |
Ağırbaşlılık, haysiyetini koruma, temkin sabır, heybet. |
ERKEK/KIZ |
| VAKIA |
l.Vuku bulan, olan, düşen, olagelen, rastlayan. 2. Geçen, geçmiş olan. |
KIZ |
| VAKIF |
1. Bir şeyi elde eden, bir işten haberli olan. 2. Duran, ayakta duran. Arafat'ta vakfe yapan. |
ERKEK |
| VAKİ |
l.Vuku bulan, olan, düşen, olagelen, rastlayan. 2. Geçen, geçmiş olan. |
ERKEK |
| VAKKAS |
Okçu, savaşçı. Sahabe isimlerindendir. |
ERKEK |
| VAKUR |
Ağırbaşlı, temkinli |
ERKEK |
| VALA |
Yüksek, yüce. |
ERKEK/KIZ |
| VALAŞAN |
Şanı yüce, şanlı. |
ERKEK |
| VALAY |
Yükseklik, yücelik. |
ERKEK/KIZ |
| VALİ |
Bir vilayeti idare eden en büyük memur. |
ERKEK |
| VALİH |
Şaşakalmış, hayret etmiş, hayran. |
ERKEK |
| VALİHE |
Şaşakalmış, hayret etmiş, hayran. |
KIZ |
| VAMIK |
1. Seven, aşık. 2. Vamık ile Azra öyküsünün erkek kahramanı. |
ERKEK |
| VAMIKA |
1. Seven, aşık. 2. Vamık ile Azra öyküsünün erkek kahramanı. |
KIZ |
| VARAKA |
1. Tek yaprak, tek kağıt. Yazılı kağıt. 2. İlk vahyin gelmesi üzerine Hz, Hatice'nin Hz. Peygamber'i alıp götürdüğü meşhur kişi Varaka b. Nevfel. 3. Varaka ile Gülşah hikayesinin erkek kahramanı. |
ERKEK |
| VARAN |
Giden, varan |
ERKEK |
| VARESTE |
1. Kurtulmuş. Serbest, rahat, azade. 2. İlişiksiz. |
ERKEK/KIZ |
| VARGI |
Varılan sonuç, hüküm |
ERKEK |
| VARGIN |
Ulaşan, isteğine kavuşan. |
KIZ/ERKEK |
| VARIŞ |
Zeka, anlayış, akıl. |
ERKEK |
| VARİD |
1. Gelen, vasıl olan, erişen. 2. Bir şey hakkında çıkan, söylenen. |
ERKEK |
| VARİDE |
Gelen, erişen - Söylenti |
KIZ |
| VARİS |
1. Cenabı Hakk'ın 99 isminden birisi. Mal ve mülkün, bütün değerlerin son ve gerçek sahibi yüce Allah. 2. Varis kelimesi, müslümanlar kastedilerek de kullanılmıştır. 3. Mirasçı, kendisine miras düşen. |
ERKEK |
| VARLIK |
Yaşam, hayat. Var olan herşey. |
KIZ/ERKEK |
| VAROL |
Yaşa, uzun ve sağlıklı bir yaşamın olsun. |
ERKEK |
| VASFİ |
Nitelikle ilgili |
ERKEK |
|
|
| VASFİYE |
Nitelikli |
KIZ |
| VASIF |
1. Vasfeden, vasıflandıran. Bir kimse veya şeyi başkalarından ayıran kendine has hal, nitelik hususiyet. 2. Bir şeyin mahiyeti, sıfatı, tabiatı, karakteri ile bunların tarif ve sayılması. |
ERKEK |
| VASIFE |
1. Vasfeden, vasıflandıran. Bir kimse veya şeyi başkalarından ayıran kendine has hal, nitelik hususiyet. 2. Bir şeyin mahiyeti, sıfatı, tabiatı, karakteri ile bunların tarif ve sayılması. |
KIZ |
| VASIK |
Güvenilen, emin, mutemed. Abbasi halifelerinden birinin unvanı. |
ERKEK |
| VASIL |
Ulaşan, kavuşan, yetişen. |
ERKEK |
| VASILA |
Ulaşan, kavuşan, yetişen. |
KIZ |
| VASİLE |
Ulaşan, kavuşan, yetişen. |
KIZ |
| VASSAF |
Niteliklerini bildirerek anlatan ya da öven. VassafelHazrat. İranlı tarihçi, yazar. |
ERKEK |
| VASSAL |
1. Vasleden, ulaştıran, birleştiren. 2. Sayfalan yapışan, eski yazılı bir kitabın sayfalarını ayıran sanatkar. |
ERKEK |
| VASSALE |
Yazma eserlerin kenarlı kısmına kağıt ilavesi suretiyle yapılan tamir şekli. |
KIZ |
| VATAN |
Yurt, ülke. |
ERKEK |
| VAZAH |
Beyaz, güzel yüzlü adam. |
ERKEK |
| VAZAHAT |
Vazıhhk, açıklık. |
KIZ |
| VECAHEDDİN |
Dinin yüceliği, onuru. Türk dil kuralına göre "d/t" olarak kullanılır. |
ERKEK |
| VECAHET |
1. Güzel yüzlülük, gösterişlilik, güzel yüz. 2. Saygınlık, onur. |
KIZ |
| VECAHETTİN |
Dinin yüceliği, onuru. |
ERKEK |
| VECAZET |
Sözün, veciz kısa oluşu. |
KIZ |
| VECDET |
Zenginlik, vars allık. |
ERKEK |
| VECDİ |
Coşkunlukla, vecd ile ilgili |
ERKEK |
| VECDİYE |
Coşkunlukla, vecd ile ilgili |
KIZ |
| VECHİ |
Yüzle ilgili, yüze ait. |
ERKEK |
| VECHİYE |
Yüzle ilgili, yüze ait. |
KIZ |
| VECİBE |
Ödev, boyun borcu, vazife. |
KIZ |
| VECİD |
1. Bir şeyin güzelliği karşısında kendini kaybedecek dereceye gelmek, coşkulanmak. 2. Tanrı sevgisinden dolayı duyulan coşkunluk, sevinç. |
ERKEK |
| VECİH |
1. Yüz, çehre. 2. Tarz, üslup. 3. Sebeb, vesile. |
ERKEK |
| VECİHE |
1. Yüz, çehre. 2. Tarz, üslup. 3. Sebeb, vesile. |
KIZ |
| VECİHİ |
Soylu, asil |
ERKEK |
| VECİZ |
Kısa, derli toplu. |
ERKEK |
| VECİZE |
Derin anlamlı, özlü, güzel söz. |
KIZ |
| VECNE |
Yanak yumrusu, elmacık. |
KIZ |
|
| VEDA |
1. Ayrılırken söylenen selamlama sözü. 2. Ayrılma, ayrılış. |
KIZ |
| VEDAT |
Sevgi, dostluk |
ERKEK |
| VEDİ |
Başkasının malını saklamakla görevli kimse. |
ERKEK |
| VEDİA |
Korunması için bırakılan emanet |
KIZ |
| VEDİATULLAH |
Allah'ın emaneti, dini. Kadınlar da Allah'ın emaneti olarak nitelenmişlerdir. |
ERKEK/KIZ |
| VEDİD |
Dost, sevgisi çok olan. Türk dil kuralına göre "d/t" olarak kullanılır. |
ERKEK |
| VEDİT |
Dost, sevgisi çok olan. |
ERKEK |
| VEDUD |
1. Çok muhabbetli, çok şefkatli. 2. Allah'ın isimlerinden. İyi kullarım sevip onlara rahmet ve rızasını irade eden yüce Allah. Kur'an'da Hud, ayet |
ERKEK |
| VEFA |
Sözünde durma, dostluğunu sürdürme |
ERKEK |
| VEFAİ |
Vefa ile ilgili. |
ERKEK |
| VEFAKAR |
Sevgisi geçici olmayan, vefası olan. |
ERKEK/KIZ |
<< Önceki Sayfa | Sonraki Sayfa >>
|