| İsim |
Anlamı |
Cinsiyet |
G harfi ile başlayan 287 adet isim bulundu
<< Önceki Sayfa | Sonraki Sayfa >>
| GABRA |
Yer, yeryüzü, arz. |
KIZ |
| GAFFAR |
1. Kullarının günahlarını affeden, Allah. 2. Çok merhamet eden. Allah'ın isimlerinden |
ERKEK |
| GAFUR |
Bağışlayıcı, günahları affedici |
ERKEK |
| GAGAUZ |
1. Gökoğuzlar. 2. Hristiyanların Ortodoks mezhebine bağlı Türk kavmi. Balkanlar ve Rusya'da yaşamaktadırlar. Deliorman, Dobruca, Beşerabya ve Ukrayna'da oturan Hristiyan Türklere verilen ad. |
KIZ/ERKEK |
| GALİB |
1. Galebe çalan, muzaffer, yenen. 2. Güçlü kuvvetli, kudretli, hükmeden. 3. Üstün baskın. Şeyh Galip Meşhur divan şairlerinden. 1757-1798 yıllan arasında yaşamıştır. Türk dil kurallarına göre "b/p" olarak kullanılır. |
ERKEK |
| GALİBE |
1. Galebe çalan, muzaffer, yenen. 2. Güçlü kuvvetli, kudretli, hükmeden. 3. Üstün baskın. Şeyh Galip Meşhur divan şairlerinden. 1757-1798 yıllan arasında yaşamıştır. Türk dil kurallarına göre "b/p" olarak kullanılır. |
KIZ |
| GALİP |
Üstün gelen, kazanan |
ERKEK |
| GAMZE |
Göz kırpma, gözle işaret; Nazlı bakma; Gülerken bazı kişilerde yanaklarda beliren çukur |
KIZ |
| GANGÜN |
Doğduğu gün çok sevinilen kimse. |
ERKEK |
| GANİ |
Zengin, varlıklı - Bol |
ERKEK |
| GANİM |
Ganimet alan. |
ERKEK |
| GANİME |
Ganimet alan. |
KIZ |
| GANİMET |
Kafirlerle yapılan savaş sonucu ele geçirilen mal, para, silah gibi metalar. İslami usullere göre tasnif edilip, beytülmale, fakirlere, yoksullara ve mücahidlere dağıtılır. |
KIZ |
| GANİYE |
1. Zengin kadın. Zengin kız. 2. Çok hoş. 3. Şarkıcı. |
KIZ |
| GAR |
Kurtuluş. |
ERKEK |
| GARİB |
1. Yabancı, acaib. Kimsesiz, memleketinden uzak. |
ERKEK |
| GARİBE |
1. Yabancı, acaib. Kimsesiz, memleketinden uzak. |
KIZ |
| GARİP |
Kimsesiz, yalnız, yabancı / Tuhaf |
ERKEK |
| GAYE |
1. Maksat, meram. 2. Netice, son, hedef. |
KIZ |
| GAYRET |
1. Çalışma, çabalama. 2. Kıskanma, çekememe. 3. Aziz ve kutsal bir şeye tecavüz edildiğini görmekten doğan asil temiz duygu. |
ERKEK/KIZ |
| GAZA |
Din uğruna savaş. |
ERKEK |
| GAZAL |
Ak geyik, ahu; Geyik yavrusu; Güzel söz (mecazi) |
KIZ |
| GAZALE |
Dişi geyik. |
KIZ |
| GAZANFER |
1. İri arslan, şir. 2. Cesur, yürekli, yiğit adam. 3. Hz. Ali'nin lakabı. |
ERKEK |
| GAZEL |
Konusu daha çok sevgi ve içki olan, manzume; Tek kişinin özel ahenkte okuduğu müzik parçası; Sonbahar vaktinde düşen yapraklar |
KIZ |
| GAZİ |
Savaşta yara alan |
ERKEK |
| GAZİR |
1. Yumuşak, mülayim. Tatlı, nazik, uysal. |
ERKEK |
| GAZİRE |
1. Yumuşak, mülayim. Tatlı, nazik, uysal. |
KIZ |
| GAZİYÜDDİN |
Din uğrunda yara alan, yaralanan. Savaşan. |
ERKEK |
|
|
| GAZZAL |
İplikçi. |
ERKEK |
| GAZZALİ |
İslam aleminin büyük mütefekkirlerinden. Babası "Gazzaliplikçi" sanatçısı olduğu için kendisine Gazali adı verilmiştir. |
ERKEK |
| GECE |
Gün batımından ağarmasına kadar geçen süre |
KIZ |
| GEDİZ |
Su birikintisi, gölcük - Ege'de bir akarsu |
ERKEK |
| GELİNCİK |
1. Yazın kırlarda yetişen kırmızı ve büyük çiçekli bitki. 2. Sansargillerden ince yapılı, sivri çeneli, küçük bir hayvan. 3. Mezgitgillerden, yılan balığına benzer eti sevilen bir balık. |
KIZ |
| GENCAL |
Genç kal. |
ERKEK |
| GENCALP |
Genç yiğit, kahraman |
ERKEK |
| GENCAY |
Ayın bir haftalık oluncaya kadar ki şekli, hilal. |
ERKEK |
| GENCE |
Kuzey Azerbaycan'ın Baku'dan sonra en büyük şehri. |
ERKEK |
| GENCER |
Yeni taze, körpe kimse, yiğit. |
ERKEK |
| GENCO |
Genç olmaktan, genç o anlamına |
ERKEK |
| GENÇ |
yaşı ilerlememiş olan, yaşlı olmayan, canlı, dinç |
ERKEK |
| GENÇALP |
genç yiğit |
ERKEK |
| GENÇAY |
yeni doğan Ay, ilk ay, Ayın bir haftalik oluncaya kadar ki şekli, hilal. |
ERKEK |
| GENÇER |
delikanlı, genç yiğit |
ERKEK |
| GENÇKAL |
Hiç yaşlanma, her zaman genç kal |
ERKEK |
| GENÇSOY |
yaşlı olmayan soydan, dinç kimse, genç soylu, soylu genç |
ERKEK |
| GENÇYAZ |
İlkbahar. |
KIZ/ERKEK |
| GERAY |
açık maviye yakın, gök rengindeki Ay |
ERKEK |
| GERÇEK |
Yakıştırma veya yalanı olmayan |
KIZ/ERKEK |
| GERÇEKER |
aslına uygun nitelikler taşıyan yiğit, gerçek yiğit |
ERKEK |
| GERMA |
Sıcak yaz. |
KIZ |
| GEVAN |
Kahramanlar, yiğitler. |
ERKEK |
| GEVHER |
1. Değerli taş. 2. Elmas. 3. Bir şeyin aslı, esası. |
KIZ |
| GEVHERŞAD |
Pırlanta gibi kıymetli ve neşeli. Gevherşad Baysungurun annesi. |
KIZ |
| GEYSU |
Uzun saç, saç örgüsü, zülüf. |
KIZ |
| GEZEGEN |
Güneş etrafında dolanan, ondan aldıkları ışığı yansıtan gök cisimlerinin ortak adı. |
ERKEK |
| GEZENAY |
yürüyen ay, (Ay'ın gökte yer değiştirmesinden dolayı) gezen Ay |
KIZ |
| GEZGİN |
yeni yerler görmek ereğiyle geziye çıkan kimse |
ERKEK |
| GIYAS |
Yardım, gavs, nusret. |
ERKEK |
|
|
| GIYASEDDİN |
Dinin yayılması için yardımı dokunan zat. Gıyaseddin Keyhüsrev I Anadolu Selçuklu Sultanı. Türk dil kuralına göre "d/t" olur. |
ERKEK |
| GIYASETTİN |
Dinin yayılması için yardımı dokunan zat. Gıyaseddin Keyhüsrev I Anadolu Selçuklu Sultanı. |
ERKEK |
| GİLMAN |
1. Tüyü, bıyığı çıkmamış delikanlılar gençler 2. Köleler, esirler 3. Cennette hizmet gören erkekler. |
ERKEK |
| GİLŞAH |
1. Balçık şah. 2. Balçıkta yapıldığı için Hz. Adem'in lakabı. 3. Parsların masal kahramanı Keyyummers'in lakabı. |
ERKEK/KIZ |
| GİRAMİ |
Aziz, muhterem, saygın ulu. |
ERKEK |
| GİRAY |
Kuvvetli, kudretli. Kırım hanları tarafından unvan olarak kullanılmıştır. |
KIZ/ERKEK |
| GİRGİN |
Kolay yakınlık kuran |
ERKEK |
| GİRYAR |
Ağlayıcı, ağlayan. |
ERKEK/KIZ |
| GİZAY |
Gizemli Ay, saklı Ay |
ERKEK |
| GİZEM |
Sır karşılığı olarak kullanılan uydurma bir kelime. |
KIZ |
| GİZER |
giz gibi saklanan yiğit |
ERKEK |
| GİZMEN |
giz saklayan kimse, sırdaş |
ERKEK |
| GONCA |
Tam açılmamış çiçek |
KIZ |
| GONCAGÜL |
Gül goncası. |
KIZ |
| GÖĞEM |
Halk dilinde yeşile çalan mor. |
KIZ/ERKEK |
| GÖĞEN |
Gök, mavi, yeşillik |
ERKEK |
| GÖĞÜŞ |
sarı saçlı ve mavi gözlü kimse, gökmen |
ERKEK |
| GÖK |
Yerin göz ile görülebilen ufuklarından başlayarak yukarıda kubbenin içi gibi gözüken sonsuz boşluk; Mavi renk |
KIZ |
| GÖKADA |
Samanyolu gibi bağımsız uzay adası |
ERKEK |
| GÖKALP |
Göklerin yiğidi bahadır. |
ERKEK |
| GÖKAY |
Hem gök, hem ay; Güzel ay |
ERKEK |
| GÖKBARAN |
gökteki güç; gök gücü |
ERKEK |
| GÖKBAY |
gök yüzlü ve zengin kimse |
ERKEK |
| GÖKBEL |
yeşil bir dağın geçit veren yeri |
ERKEK |
| GÖKBELEN |
yeşil bir dağın geçit veren yeri; yeşil tepe |
ERKEK |
| GÖKBEN |
Gökle ilgili, uzay sema. |
KIZ/ERKEK |
| GÖKBERK |
Sağlam ve gök gibi mavi; Engin ve erişilmez |
ERKEK |
| GÖKBEY |
mavi gözlü bey |
ERKEK |
| GÖKCAN |
Mavi gözlü dost, candan kişi |
ERKEK |
| GÖKÇAY |
1. Gökle ilgili göğe ait semavi. 2. Mavi, mavimsi. 3. Güzel hoş güzelce, latif. 4. Gösterişli. -Kuzey Kafkasya da az tatlı su gölü |
KIZ/ERKEK |
|
| GÖKÇE |
1. Gökle ilgili göğe ait semavi. 2. Mavi, mavimsi. 3. Güzel, hoş, göze hoş görünen, latif. 4. Gösterişli. |
KIZ/ERKEK |
| GÖKÇEER |
mavi gözlü yiğit, sevimli yiğit |
ERKEK |
| GÖKÇEK |
1. Güzel çok güzel. 2. Hoş, sevimli, cana yakın alımlı. 3. İnce narin zarif. 4. Güler |
ERKEK |
| GÖKÇEN |
1. Gökle ilgili göğe ait semavi. 2. Mavi, mavimsi. 3. Güzel hoş güzelce, latif. 4. Gösterişli. |
KIZ/ERKEK |
| GÖKÇENAZ |
Nazlı mavi. |
KIZ |
| GÖKÇİN |
maviye yakın külrengi, kurşuni, (renk olarak) mavi kır |
KIZ |
| GÖKDAL |
Yeşil dal, yeni dal |
ERKEK |
| GÖKDOĞAN |
Kuzey yarımkürede yaşayan bir doğan türü. |
KIZ/ERKEK |
| GÖKEKİN |
Yeni başak meydana getirmiş ekin. |
KIZ/ERKEK |
| GÖKER |
Gökyüzü gibi er |
ERKEK |
| GÖKHAN |
Göğün hanı; Oğuzhanın altı oğlundan biri |
ERKEK |