| İsim |
Anlamı |
Cinsiyet |
A harfi ile başlayan 819 adet isim bulundu
<< Önceki Sayfa | Sonraki Sayfa >>
| AĞÇA |
Temiz, saf |
KIZ |
| AĞGÜL |
Beyaz gül, ak gül. |
KIZ |
| AĞGÜNLÜ |
günü aydınlık olan, ak günlü |
KIZ |
| AĞIŞ |
Göğe doğru yükseliş, yükselme |
KIZ/ERKEK |
| AĞIT |
Ölen bir kimsenin ardından okunan ezgi, söylenen söz |
KIZ/ERKEK |
| AHAD |
1. Bir, kişi, kimse. 2. Birler, birden dokuza kadar olan sayılar. 3. Ünlü Türk denizcilerinden Ahad bey(Umur bey donanmasından). |
ERKEK |
| AHAVİ |
1. Kardeşçe, dostça. Kardeş gibi. |
ERKEK |
| AHBARİ |
Haber veren, rivayet eden. |
ERKEK |
| AHDİ |
Ahd, and icabı veya ahd ve ahda müteallik. Ahdî, Türk tezkire yazan ve Divan şairi(Bağdat 1593). |
ERKEK |
| AHENK |
Vurgu, ritim, uyum |
KIZ/ERKEK |
| AHFA |
Kalb, ruh, sır, hafi, ahfa şeklinde sıralanan "letafeti hamse" sonuncusuna verilen ad. |
ERKEK/KIZ |
| AHFAZ |
1. Belleği çok kuvvetli. 2. Kur'an'ı en iyi hıfzetmiş kişi. 3. Alçak gönüllü. |
ERKEK |
| AHFEŞ |
1. Küçük gözlü, zayıf bakışlı. 2. Yalnız gece gören kimse. Ahfeş lakabında üç büyük Arap alimi vardır. Abdülhamid, Said b. Mes'ade, Ali b. Süleyman. |
ERKEK |
| AHİ |
1. Ahi ocağına mensup olan kimse. 2. Cömert, eliaçık. Ahi Benli Hasan. Türk şairi. Yavuz döneminde yaşamış ve Şirinu Perviz mesnevisini yazmıştır. |
ERKEK |
| AHİD |
1. Bir şeyin yerine getirilmesini emretmek. 2. Söz vermek. Emir, talimat, taahhüt, anlaşma, yükümlülük. |
ERKEK |
| AHKAF |
1. Kum fırtınası 2. Kur'anı Kerim'in 6. suresi. Araplar bu ismi, Arabistan'ın güneyinde, kimsenin bilmediği ve giremediği çöle vermişlerdir. |
ERKEK |
| AHLA |
Çok tatlı. Pek şirin. |
KIZ |
| AHLAS |
1. Saf, halis, kanşımsız. 2. İyi yürekli, temiz kimse. 3. Kur'anî ıstılahta, Allah'a halis olarak yönelip ihlaslılıkta ileri bir dereceye varmış kul. |
ERKEK |
| AHMED |
Çok, en çok övülmüş, methedilmiş. Kur'anı Kerim'de Saf suresinin 6. ayetinde |
ERKEK |
| AHMER |
Kırmızı, kızıl. |
KIZ/ERKEK |
| AHMET |
Övülmeye değer. Beğenilmiş / Allah'a şükreden / |
ERKEK |
| AHNEF |
1. Ayaklan çarpık ve eğri büğrü olan. Daha çok lakap olarak kullanılır. Ahnef b. Kays, ashâbdan. |
ERKEK |
| AHNES |
Basık ve sivri burunlu. Daha çok lakap olarak kullanılır. |
ERKEK |
| AHRA |
Daha layık, münasip, uygun |
KIZ |
| AHSA |
Arabistan'ın KuveytKatar kısmına verilen isim Erkek ve kadın adı olarak kullanılır |
ERKEK/KIZ |
| AHSEN |
En güzel, Çok güzel |
KIZ |
| AHTER |
Yıldız |
KIZ/ERKEK |
| AHU |
Ceylan, karaca, maral - Güzel kadın |
KIZ |
| AHUCAN |
Çok güzel dost. |
KIZ |
|
|
| AHUEDA |
Nazlı güzel. |
KIZ |
| AHUELA |
Çok güzel gözlü. |
KIZ |
| AHUGÜL |
Çok güzel. |
KIZ |
| AHUGÜZAR |
Becerikli güzel. |
KIZ |
| AHUNAZ |
Nazlı güzel, nazenin. |
KIZ |
| AHUNİSA |
Çok güzel kadın. |
KIZ |
| AHUNUR |
Göz kamaştıran güzelliğe sahip olan. |
KIZ |
| AHUSE |
Coşkulu güzellik |
KIZ |
| AHUŞEN |
Güzel ve neşeli. |
KIZ |
| AHVER |
1. Müşteri yüzlü, güzel gözlü adam. 2. Zeki, akıllı. |
ERKEK |
| AHVES |
Cesur, kahraman, yiğit. |
ERKEK |
| AİŞE |
1. Yaşayan, zenginlik ve bolluk gören. Yaşayış. Âişe binti Ebû Bekir. Peygamberimiz(s.a.s)'in hanımlarından. Muhterem annelerimizden biri olan Âişe(r.a.) Islami bilgisi ve fakihliği ile de meşhurdur |
KIZ |
| AJDA |
1. Filiz sürgün. 2. Çentik çentik olan şey |
KIZ |
| AJLAN |
Hızlı, çabuk, telaşlı |
KIZ |
| AKABE |
1. Sarp geçit, çıkılması zor yokuş. 2. Tehlike. Atlatılması zor güçlük, muhtıra. |
ERKEK |
| AKAD |
Doğruluğuyla, dürüstlüğüyle tanınmış kimse. |
ERKEK |
| AKAL |
Beyaz ve kırmızı |
ERKEK |
| AKALIN |
Alnı açık, suçu olmayan, onurlu. Akalın (Besim Ö-mer Paşa). Türk hekim. |
ERKEK |
| AKALP |
Cömert, eli açık yiğit. Doğruluğu ve dürüstlüğüyle tanınan kimse. |
ERKEK |
| AKALTAN |
Hem ak hemde al olan tan |
KIZ |
| AKALTIN |
Ak renkte altın, beyaz altın |
KIZ |
| AKALTUN |
Ak renkte altın, beyaz altın |
KIZ |
| AKAN |
Akmakta olan |
ERKEK |
| AKANAY |
Yıldız kümesi. |
KIZ/ERKEK |
| AKANSEL |
1. Akarsu. 2. Uzun mesafeler geçerek denize dökülen akarsu. |
ERKEK |
| AKANT |
Iyi dilekli ant, ak ant, ak yemin |
KIZ |
| AKANYILDIZ |
geceleri gökte görülen, hızla akıp giden ışıklı gökcismi |
KIZ |
| AKAR |
1. Akıp geçen. 2. Gelir getiren. |
ERKEK |
| AKARSU |
Sürekli akıp giden su |
ERKEK |
| AKARTUNA |
Akıp gitmekte olan Tuna, akar durumdaki Türk; akıncı Türk |
KIZ |
|
|
| AKARTÜRK |
su gibi akıp gider durumdaki Türk akıncı Türk |
KIZ |
| AKASMA |
Beyaz, mavi, morumsu, pembe çiçek veren yabani, tırmanıcı bir bitki. |
KIZ |
| AKASOY |
Sevilen, sayılan soydan gelen |
ERKEK |
| AKASYA |
Küçük sıra yapraklı, süs için yetiştirilen bir ağaç.Salkımağacı |
KIZ |
| AKAY |
Beyaz ay, ayın tam bir daire olarak dolgun, parlak göründüğü evre. Ak ve ay kelimelerinden |
KIZ/ERKEK |
| AKBAŞAK |
ak renkli başak |
KIZ |
| AKBATU |
Yiğit erkek. |
ERKEK |
| AKBATUN |
Yiğit erkek. |
ERKEK |
| AKBEHMEN |
Peygamber çiçeğinin eşanlamlısı. |
ERKEK |
| AKBİLGE |
Alim, bilgili, dürüst kimse. |
KIZ/ERKEK |
| AKBOĞA |
Boğa gibi güçlü ve temiz şahsiyetli. Akboğa Celayir |
ERKEK |
| AKBORA |
Yağmurdan önceki kısa ve sert yel |
ERKEK |
| AKBUDUN |
Temiz, tanınmış soydan gelen |
ERKEK |
| AKBURAK |
Kişinin ruh durumu; Hz. Muhammed'in Kudüs'te dağa çıkarken bindiği at benzeri hayvan |
ERKEK |
| AKCAN |
ak yaşam; temiz ruhlu kişi, ak tenli ve cana yakın akça pakça sevgili |
KIZ |
| AKCEBE |
Beyaz zırh sahibi yiğit. |
ERKEK |
| AKÇA |
1. Oldukça ak, beyazca. 2. Eskiden kullanılan küçük gümüş para, nakit. 3. Temiz, saf, iyi niyetli kişi. |
KIZ |
| AKÇAKİRAZ |
Bir kiraz çeşidi. |
KIZ |
| AKÇAKOCA |
Temiz ve namuslu erkek. - Osman Gazi ve Orhan Gazi'nin silah arkadaşı. |
ERKEK |
| AKÇALI |
Varlıklı, zengin. |
ERKEK |
| AKÇAM |
Kuzey Amerika'da yetişen bir çam türü. |
ERKEK |
| AKÇAN |
Temiz, dürüst kimse |
KIZ |
| AKÇAR |
iyi ruhlar. |
ERKEK |
| AKÇIL |
Beyazımsı, solgun |
KIZ/ERKEK |
| AKÇİÇEK |
Beyaz çiçek- Daha çok örfte kullanılır. |
KIZ |
| AKÇORA |
İyi ruhlar. |
ERKEK |
| AKDA |
Allah'ın himayesindeki cariye veya kadın |
KIZ |
| AKDEMİR |
Demir gibi güçlü ve temiz yürekli. Yiğit. |
ERKEK |
| AKDES |
En kutsal. |
ERKEK |
| AKDİL |
İyi, doğru, güzel konuşan kişi. |
ERKEK |
|
| AKDOĞAN |
Kartalgillerden, alıştırılarak kuş avında kullanılan, yırtıcı bir kuş. |
ERKEK |
| AKDORA |
Karlı dağın doruk noktası |
ERKEK |
| AKDORU |
Doruğu bulutlu dağ. |
ERKEK |
| AKEL |
1. Doğru, dürüst işler yapan kimse. Dürüst, güvenilir erkek. |
ERKEK |
| AKERGİN |
Dürüst, soylu, temiz kişi. |
ERKEK |
| AKERMAN |
Dürüst, soylu, temiz kişi. |
ERKEK |
| AKGİRAY |
Dürüst, soylu, temiz kişi. |
ERKEK |
| AKGÜL |
Beyaz gül. |
KIZ |
| AKGÜN |
Mutlu, sevinçli gün. |
ERKEK |
| AKGÜNEŞ |
ak aydınlık Güneş; akça pakça ve güneş gibi aydınlatıcı |
KIZ |
| AKGÜNGÖR |
aydınlık, gönençli, dirlik düzenlik içinde bir göresin anlamına bir dilek |
KIZ |