| İsim |
Anlamı |
Cinsiyet |
D harfi ile başlayan 134 adet isim bulundu
<< Önceki Sayfa | Sonraki Sayfa >>
| DAĞHAN |
Eski Türklerde dağ tanrısı. - İsim olarak kullanılmaz. |
KIZ/ERKEK |
| DAHİYE |
Üstün zeka sahibi. |
KIZ |
| DAL |
ağacın gövdesinden ayrılan kollardan her biri |
KIZ |
| DALAY |
Deniz. |
KIZ |
| DALGA |
1. Denizin yel esince oynayıp kabarması. 2. Denizde hareketli su kütlesi. |
KIZ/ERKEK |
| DALYA |
Yıldız çiçeği, Kar çiçeği |
KIZ |
| DAMLA |
1. Bir sıvıdan ayrılarak düşen parça halinde, küçük miktar, katre. 2. Belli miktarlarda akıtılarak kullanılan ilaç. |
KIZ |
| DEFİNE |
1. Yere gömülmüş, kıymetli eşya. 2. Kıymet ve değeri olan kimse veya mal. |
KIZ |
| DEFNE |
Yaprakları güzel kokulu, yaz-kış yeşil olan bir bitki |
KIZ |
| DEĞER |
1. Bir şeyin tam karşılığı, kıymet, baha. 2. Layık. 3. Bir şeyin sahip olduğu yüksek vasıf. 4. Ehliyet, kabiliyet. 5. Kadir, itibar. |
KIZ/ERKEK |
| DEHNA |
Kızıl. Kumun rengi dolayısıyla Arabistan'da ıssız iller adıyla anılan bir çölün adı. |
ERKEK/KIZ |
| DEHRİ |
Dünyanın sonsuzluğuna inanıp öteki dünyayı inkar eden, ruhun da cesetle birlikte öldüğüne inanan. Materyalist. İsim olarak kullanılmaz. |
KIZ |
| DELAL |
İnsana hoş, sevimli görünen hal, naz, işve. |
ERKEK/KIZ |
| DELFİN |
Yunus balığı |
KIZ |
| DELİSTAN |
İlkbaharda birdenbire kabarmış bahçe. Gelişmiş, içinde her türden bitki bulunan, karışık bahçe. |
KIZ |
| DEMET |
1. Bağlanarak, oluşturulan deste. 2. Biçilip bağlanmış ekin. 3. Bir kaynaktan çıkan ışıkların meydana getirdiği ışık destesi, hazne. |
KIZ |
| DEMİ |
Kadife, şeftali gibi şeylerin üzerinde bulunan ince tüy |
KIZ |
| DEMRE |
Noel Baba'nın doğduğu sanılan tarihi yer |
KIZ |
| DENİZ |
1. Büyük su kütlesi. 2. Büyük su kütlesindeki dalgalanma. |
KIZ/ERKEK |
| DEREM |
Para, akçe. |
ERKEK/KIZ |
| DEREN |
Derleyen, toplayan, ekini biçip toplayan. |
KIZ/ERKEK |
| DERİM |
Çadır. |
KIZ/ERKEK |
| DERİN |
İçeriği geniş olan, yürekten gelen |
KIZ/ERKEK |
| DERSU |
Hepsi, kamilen, baştan başa hep. |
KIZ/ERKEK |
| DERYA |
büyük deniz, engin bilgili, çok, |
KIZ/ERKEK |
| DERYAB |
Akıllı, anlayışlı. |
ERKEK/KIZ |
| DERYACE |
1. Küçük deniz. 2. Göl. |
KIZ |
| DERYADİL |
Gönlü geniş, herşeyi hoş gören. |
KIZ |
| DERYANUR |
Bilgisiyle ışık saçan. |
KIZ |
|
|
| DESEN |
Çiçek, çizgi gibi süs şekilleri |
KIZ |
| DESTAN |
Tarih öncesi Tanrı ve kahramanlarıyla ilgili olağanüstü olayları konu alan manzume, Efsane |
KIZ/ERKEK |
| DESTE |
1. Demet, tutam, takım. 2. Kabza, tutacak yer. 3.On yapraklık altın varak defteri. |
KIZ |
| DESTEGÜL |
Mevlevi dervişlerinin giydiği ince kumaştan yelek. Bağlanmış gül demeti. |
KIZ |
| DESTİNA |
Kader, Nar çiçeği |
KIZ |
| DEVA |
İlaç. Çare, tedbir. |
ERKEK/KIZ |
| DEVİN |
Hareket, kımıldanış |
KIZ |
| DEVİNSU |
Suyun ritmik hareketleri. Akarsu. |
KIZ |
| DEVLET |
Bütün Ulus |
KIZ/ERKEK |
| DEVRAN |
Zaman; devir |
KIZ/ERKEK |
| DEVRİM |
1. Hareket halinde bir şeyin bir eğri çizerek dönmesi, devretmesi. 2. Köklü değişiklik, inkılap. 3. Eski olduğu fark edileni yıkıp yerine yeni olduğu farz edileni koymak. 4. İhtilal. |
KIZ/ERKEK |
| DEVRİN |
Bir kişi veya olayın gündemde olduğu tarih dönemi. |
KIZ |
| DİBA |
Çiçek desenli ipek kumaş - Sevgilinin yüzü |
KIZ |
| DİBACE |
1. Kitabın başlangıç kısmı, önsöz. 2. Kitapların süslü sayfalan. |
KIZ |
| DİCLE |
Yakındoğu'nun Türkiye'den doğan ve Mezopotamya'dan Basra Körfezine dökülen nehirlerden biri. |
KIZ |
| DİDAR |
Güzel yüz. Görme. |
KIZ |
| DİDE |
Göz, göz bebeği |
KIZ |
| DİDEM |
Gözüm gibi sevdiğim, sevgilim |
KIZ |
| DİKİLEREK |
oluşturulan ağaçlık, çam ve başka ağaçların gövdeleri |
KIZ |
| DİLA |
Ey gönlümü çalan anlamında hitap, Güzel ve hoşgörülü |
KIZ |
| DİLAĞSU |
Nehirdeki en güzel su damlası |
KIZ |
| DİLAN |
Gönüllerce olan, yürekler dolusu. |
KIZ |
| DİLARA |
Gönül alan, gönül okşayan. |
KIZ |
| DİLAVİZ |
Gönlün takıldığı, gönüle takılan. |
KIZ |
| DİLAY |
Gönle ışık saçan, ay kadar güzel |
KIZ |
| DİLBAZ |
1. Gönül eğlendiren. 2. Güzel söz söyleyen. 3. Yüze hoş görünen. |
KIZ |
| DİLBER |
Gönlü yakan güzel. Alımlı güzel kadın. |
KIZ |
| DİLBERAN |
Dilberler, güzeller |
KIZ |
| DİLBERAY |
Ay gibi güzel kadın |
KIZ |
| DİLBESTE |
Gönül bağlamış, aşık. |
KIZ |
|
|
| DİLDAR |
Gönlü baskı altında tutan sevgili |
KIZ |
| DİLDE |
Ünü her tarafa yayılmış, herkesin konuştuğu, herkesin dilinde olan kimse |
KIZ |
| DİLDEREN |
Sevgi toplayan, gönül alan, beğenilen. |
KIZ |
| DİLEFRUZ |
Gönül aydınlatan. |
KIZ |
| DİLEGE |
güzel konuşan kimse |
KIZ |
| DİLEK |
1. Dilenen şey, arzu, istek. 2. İsteme, arzu etme, dileme. |
KIZ |
| DİLEM |
Gönül ilacı |
KIZ |
| DİLER |
Dilemek eyleminden |
KIZ |
| DİLFERAH |
Gönlü ferah, sevinçli. |
KIZ |
| DİLFEZA |
Gönlü genişleten, gönlü artıran. |
KIZ |
| DİLFÜRUZ |
Gönüle ferahlık veren, sevindiren. |
KIZ |
| DİLGE |
Güzel konuşan kimse. |
KIZ/ERKEK |
| DİLHAN |
İçten ve yürekten konuşan |
KIZ |
| DİLKESTE |
Gönül çekici. |
KIZ |
| DİLMAÇ |
Çeviri yapan kimse |
KIZ/ERKEK |
| DİLNİŞİN |
Gönülde yer tutan, hoş, güzel |
KIZ |
| DİLNUR |
Gönlü nurlu. |
KIZ |
| DİLRAH |
Gönül yolu. |
KIZ |
| DİLRUBA |
Gönül kapan, herkesi kendine bağlayan |
KIZ |
| DİLRÜBA |
Gönlü şen, dertsiz |
KIZ |
| DİLSEREN |
Hatiplik yeteneğini gözler önüne seren. |
KIZ |
| DİLSU |
Dil+Su |
KIZ |
| DİLSUZ |
Gönül yakan, yürek yakıcı. |
KIZ |
| DİLŞAD |
Gönlü hoş |
KIZ |
| DİLŞAH |
Gönül şahı, sevgili, sultan. |
KIZ |
| DİLŞÜKUFE |
Gönül çiçeği. |
KIZ |
| DİNÇEL |
Güçlü el. |
KIZ |
| DİNİZ |
Sakin, dingin. |
KIZ |
| DİRAHŞAN |
Parlak, parlayan. |
KIZ |
| DİRAYET |
Zeka, bilgi, kavrayış. |
ERKEK/KIZ |
|
| DİREN |
Harmanda sapları yaymaya yarayan uzun çatallı ağaçtan yapılmış araç |
KIZ/ERKEK |
| DİRİL |
dirilmekten buyruk; el dokuması bez |
KIZ |
| DİRSEHAN |
Dede Korkut hikayelerinde, çocuğu olmadığı için hor görülen sonra da Boğaç Han adında yiğit bir oğula sahip olan kahramanın adı. |
KIZ/ERKEK |
| DİRSEKAN |
Dede Korkut hikayelerinde, çocuğu olmadığı için hor görülen sonra da Boğaç Han adında yiğit bir oğula sahip olan kahramanın adı. |
KIZ |
| DİYAR |
Memleket, Ülke |
KIZ |
| DOĞA |
Tabiat karşılığı olarak kuraldışı uydurulmuş kelime. |
KIZ/ERKEK |
| DOĞANBİKE |
Kartalgillerden, alıştırılarak kuş avında kullanılan, yırtıcı bir kuş. |
KIZ |
| DOĞANNUR |
Nurun doğması. |
KIZ |
| DOĞU |
1. Doğma bölgesi. 2. Güneşin doğduğu yön, şark. |
KIZ/ERKEK |
| DOLUNAY |
Tam yuvarlak halde görünen ay, bedir, bedr-i tam |
KIZ/ERKEK |
| DORA |
Doruk, zirve |
ERKEK/KIZ |